Sunu ve Malzemelere Ilişkin Talimatlar
Musa’nın aldığı ilk talimatlar Buluşma Çadırı’nın inşası için bağış toplanmasıydı. Tanrı Musa’ya halktan katkı payı, yani sunu almasını söyledi. Başka bir deyişle, halkın sunusu bir tapınma eylemiydi. Bu sadece ihtiyaç duyulan malzemelerin toplanması, yani yerel inşaatçı tüccarlara yapılan bir tür ziyaret gibi bir şey değildi. Tanrı Buluşma Çadırı için ne tür malzemeler istemişti? Listede en kaliteli malzemelerin kullanıldığı açıktır, çünkü bunlar azalan değer sırasına göre sıralanmıştır: altın, gümüş ve tunç (3. ayet). Tanrı’nın planı aynı zamanda mavi, mor ve kırmızı ipliklerin kullanılmasını da gerektiriyordu ki özellikle günümüzde mahalle arasındaki bir dükkâna gidip oldukça ucuza iplik satın alabildiğimiz düşünülürse, bu bize o kadar da önemli gelmeyebilir.
Bununla birlikte, 1,4 gram mor boya elde etmek için on iki bin müreks salyangozunun gerekli olduğunu düşündüğümüzde, bu malzemelerin büyük değeri birdenbire ortaya çıkar. Tanrı, İsrail’in Buluşma Çadırı’nın yapımına katkıda bulunduğu tüm değerli malzemelerde olduğu gibi, aynı zamanda Mısır’dan geldiği kuşkusuz olan ince keten kullanılmasını da istemiştir. Bu malzemelere ek olarak, Tanrı’nın planı çeşitli hayvan derileri, keçiler ve koçları da gerektirmekteydi, ancak bazı çevirilerde yunus balığı (NAS) ve deniz ineği (NIV) şeklinde tercüme edilmiştir. İlahi planlar, özellikle başkâhinin kaftanının göğüs kısmı için değerli taşlar kullanılmasını da gerektiriyordu.
Peki, bütün bu malzemeler ne amaçla kullanılacaktı? Tanrı, Musa’nın halktan bir Buluşma Çadırı ya da kutsal konut inşa etmesini istedi, böylece Tanrı ‘aralarında’ (8. ayet) olabilecekti. Sonraki bölümlerde Tanrı’nın Musa’ya Buluşma Çadırı’nın inşasıyla ilgili özel buyruklar da verdiğini göreceğiz ve Musa’nın bu talimatları en küçük ayrıntısına kadar yerine getirmesi gerekiyordu (9. ayet). Buluşma Çadırı göksel tapınağın bir kopyası olduğu için, Tanrı’nın talimatlarını tam olarak izlemeliydi. İbraniler’in yazarı bize şöyle anlatır: “Çünkü Mesih, asıl kutsal yerin örneği olup insan eliyle yapılan kutsal yere değil, ama şimdi bizim için Tanrı’nın önünde görünmek üzere asıl göğe girdi” (İbraniler 9:24). O halde, tapınağa baktığımızda, sadece Mesih’in ve kilisenin gölgeli bir görüntüsüne değil, bir bakıma cennetin yeryüzündeki bir parçasına baktığımızı kavramalıyız.