Sonuç

Buluşma Çadırı’nın inşasını, ardından Mesih’in beden almasını ve içimizdeki varlığını okurken, imanla yaşamalıyız. Mesih’i göremeyiz ve ne yazık ki bazen korkularımız ve kuşkularımız bir süreliğine de olsa bizi ele geçirir. Yine de gelecek olan yeni göklerin ve yeryüzünün muhteşem umuduna sahibiz:

“Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık. Kutsal kentin, yeni Yeruşalim’in gökten, Tanrı’nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi. Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: ‘İşte, Tanrı’nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O’nun halkı olacaklar, Tanrı’nın kendisi de onların arasında bulunacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.’” (Vahiy 21:1–4).

İmanın yerini gözlere bırakacağı günü sabırsızlıkla bekleyebiliriz. Mesih bizi yalnızca ruhsal olarak kuşatmakla kalmayacak, biz de sonsuza dek Üçlü-Birlik Rabbimizin huzurunda yaşayacağız. Mesih’te Tanrı’nın yüzünü göreceğiz. O zaman paydaşlığımız tamamlanacak, İsrail’in sadece gölgelerde ve insan yapımı bir çadırda bildiğini ve bizim şimdi Ruh’un gücüyle bildiğimizi — Tanrı’nın ebedi huzurunu — tam ve eksiksiz olarak tanıyacağız. Gerçekten de o zaman İmmanuel’in, yani Tanrı’nın bizimle olmasının anlamını tam ve eksiksiz olarak kavrayacağız.