Törenin Açıklaması

Kâhinlerin Yaklaştırılması (1–4. Ayetler)

Bölüm, kâhinlerin kutsanmaları için Buluşma Çadırı’na yaklaştırılmalarıyla ilgili talimatlarla açılır. Buluşma çadırına girmeden ve kâhinlik giysilerini giymeden önce suyla yıkanmaları gerektiğine dikkat edelim (4. ayet). Kâhinlerin Buluşma Çadırı’nın önünde duran tunç leğende yıkanmaları gerekiyordu (Mısır’dan Çıkış 30:17–21). Kâhinler yıkanmadıkları takdirde Tanrı onları cezalandıracaktı. Ayrıca kurbanlık hayvanların, bir boğa ve iki koçun ve gerekli tahıl sunularının da hazır olması gerekiyordu.

Kâhinlerin Meshedilmesi (5–9. Ayetler)

Kâhinler kâhinlik giysilerini giydikten sonra, bir sonraki bölümde (Mısır’dan Çıkış 30:22–33) talimatlarını göreceğimiz şekilde yağla meshedileceklerdi. Bu yağ sadece kâhinlerin atanması ve kutsanması için kullanılacaktı. Başka bir amaçla kullananlar da Tanrı’nın halkıyla ilişkilerini keseceklerdi. Yağla meshedilmenin özel bir amacı da vardı, o da Harun’un kâhinliğinin kalıcılığını mühürlemekti: “Kalıcı bir kural olarak kâhinlik onların işi olacak. Böylece Harun’la oğullarını atamış olacaksın” (Mısır’dan Çıkış 29:9).

İlk Kurban Kâhinlerin Günahları Içindir (10–14. Ayetler)

Bu ayetlerde Harun ve oğullarının, ellerini boğanın başına koyarak günahlarının boğaya aktarılmasını sembolize etmeleri gerekiyordu. Daha sonra boğayı kesip yakmalık sunu olarak sunmaları ve boğanın geri kalanını -başını, derisini ve tezeğini- atılmak üzere ordugâhın dışına taşımaları gerekiyordu. Burada açık olan şey, boğanın kâhinlerin yerine geçtiğidir — günahları sembolik olarak sunak üzerinde yakılarak cezalandırılmış ve ordugâhın dışına çıkarılarak Tanrı’nın halkından koparılmıştır.

İkinci ve Üçüncü Kurbanlık Hayvanlar (15–25. Ayetler)

Harun ve oğulları ikinci hayvan olan koçun üzerine ellerini koyup onu kesecek ve kanını sunağın iki yanına serpeceklerdi. Daha sonra koçun tamamını Rabbe yakmalık sunu olarak sunağın üzerinde yakmaları gerekiyordu (18. ayet). Harun ve oğulları daha sonra ikinci bir hayvan, başka bir koç alacak, ellerini onun üzerine koyacak ve ardından onu keseceklerdi. Bu ikinci koçun kanını alıp mesh yağıyla birlikte Harun’un ve oğullarının giysilerinin üzerine serpeceklerdi. Bu eylem kâhinleri adamak, onları kutsal kılmak ve günahtan arındırmak için yapılırdı. Ayrıca bu koçun kanından biraz alıp Harun’un sağ kulak memesine, sağ başparmağına ve sağ ayak başparmağına sürmeleri gerekiyordu. Bu işlem Harun’un oğullarına da uygulanacaktı. Kanın geri kalanı sunağın yan tarafına serpilecekti. Metinde kanın sağ kulak memesine, başparmağa ve ayak başparmağına sürülmesinin kesin sebebi açıklanmamıştır. Ancak bu uygulamanın genel amacının kâhini günahlarından törensel olarak arındırmak olduğunu söyleyebiliriz. Kâhinlerin çeşitli tahıl ve incir keklerini alıp Rabbin huzurunda kaldırmaları ve yakmalık sunu olarak sunağın üzerinde sunmaları gerekiyordu.

Kâhinlerin Et Tüketimi (26–34. Ayetler)

Harun ve oğulları ikinci koçun döşünden arta kalan etin bir kısmını alacaklardı ve bu onların yemelerine izin verilen paydı. Arta kalan et ya da ekmek yakılacaktı. Tekrar ediyorum, bu yiyecekleri kimsenin yemesine izin verilmiyordu — sadece kâhinlerin yemesi gerekiyordu: “Atanıp kutsal kılınmaları için günahları bağışlatan bu sunuları yalnız onlar yiyebilir. Yabancı biri yiyemez, çünkü bu sunular kutsaldır” (Mısır’dan Çıkış 29:33).

Günlük Kâhinlik Sunuları (35–37. Ayetler)

Harun ve oğulları, aynı zamanda ilk kâhin olan insanın ilk yaratılışını yansıtıyor gibi görünen yedi günlük bir süre boyunca takdis edilmişlerdir. Ancak Harun ve oğullarının yedi günün her birinde bir boğa kurban etmeleri gerektiğine dikkat etmeliyiz. Dolayısıyla, bu noktada, kâhinlerin kutsanması için gerekli olan yedi boğa ve iki koç vardı. Bu kurbanlar gerekli olan tek kurbanlar değildi. Unutmayın, yedi boğa ve iki koçun kurban edilmesi sadece kâhinler için gerekliydi, ayrıca halkın günahlarının da hesaba katılması gerekiyordu.

Günlük Kurbanlar (38–44. Ayetler)

Kâhinlerin sundukları kurbanlara ek olarak, Tanrı kâhinlere halk adına günlük iki kurban sunmalarını da buyurdu. Bu kurbanlar sabah ve akşam olmak üzere günün başında ve sonunda sunulurdu. Bu kurbanlar için biri sabah, diğeri akşam olmak üzere iki kuzu sunulacaktı. Bu kurbanlar yine halkın günahlarından arınması için sunuluyordu. Bütün bu kurbanlar sadece Harun ve halk için değil de hangi amaçla sunuluyordu? Şunları okuyoruz: “Bu yakmalık sunu Buluşma Çadırı’nın giriş bölümünde, RAB’bin huzurunda, kuşaklar boyu sürekli sunulacaktır. Musa’yla konuşmak için İsrail halkıyla orada buluşacağım. İsrailliler’le buluşurken çadır görkemimle kutsal kılınacak. ‘Buluşma Çadırı’nı ve sunağı kutsal kılacak, Harun’la oğullarını bana kâhinlik etmeleri için görevlendireceğim. İsrailliler arasında yaşayacak, onların Tanrısı olacağım’” (Mısır’dan Çıkış 29:42–45). Tüm bu kurbanların nihaî amacı, Tanrı halkının Tanrı’nın varlığını ve paydaşlığını aralarında görebilmesiydi. Ancak günaha bulaşmaları nedeniyle, Tanrı’yla paydaşlığın bedeli ağır oldu — gördüğümüz üzere, antlaşma Rableri’yle ilişkilerini sürdürmek için çok fazla kan dökülmesi gerekiyordu.