Sonuç

Önümüzdeki bölüm üzerinde derin düşünmeli ve İsrail’e nüfus sayımı vergisiyle birkaç şeyin hatırlatılması gerektiğini göz önünde bulundurmalıyız. İlk olarak, onlara güçlerinin kendilerinden değil, Rab’den geldiği hatırlatılacaktı. Başka bir deyişle, sayım vergisi onlara alçakgönüllülük aşılayacaktı. İkinci olarak, günahkârlıklarını ve kurtuluşa olan ihtiyaçlarını hatırlatan Buluşma Çadırı’na çekilmeleri gerekiyordu.

Her ne kadar nüfus sayımı vergimiz olmasa da her Rabbin Günü ibadet için bir araya geldiğimizde bize aynı gerçekler hatırlatılmalıdır. Tüm insanlar arasında en alçakgönüllü olmamız gerektiği bize hatırlatılmalıdır — bizler kurtuluşumuza layık değil, Tanrı’nın Mesih’teki lütfunun ve inayetinin alıcılarıyız. İmansızlara ve onların büyük günahlarına baktığımızda, asla onlardan daha iyi olduğumuzu düşünmemeli, tersine Tanrı’nın Mesih’teki lütfu olmasaydı bizim de aynı şekilde kaybolmuş ve Tanrı’nın gazabı altında olacağımızı hatırlamalıyız.

Ayrıca kurtuluşumuzun ne kadar pahalıya mal olduğunu — Tanrı’nın biricik Oğlu’nu bizim adımıza ölmesi için gönderdiğini ve bu nedenle Tanrı’nın lütfunun günah işleme ruhsatı olmadığını da hatırlatmalıyız. Aksine, Pavlus’un Roma’daki kiliseye tembih ettiği gibi, bedenlerimizi doğruluk için araç olarak kullanma arzusuna sahip olmalıyız.