Sunağın Özellikleri
Bölümün başında İsrailliler’in buhur sunağını Buluşma Çadırı’ndaki diğer eşyalar gibi akasya ağacından yapmaları gerektiği anlatılır. Yaklaşık 45 santimetre uzunluğunda ve 45 santimetre genişliğinde, başka bir deyişle mükemmel bir küp olması gerekiyordu. Yüksekliği de 90 santimetre olmalıydı. Sunağı altınla kaplamaları gerekiyordu. Sunağın altın halkaları ve direkleri olacaktı, böylece Antlaşma Sandığı ve huzur ekmeği masası gibi Buluşma Çadırı’nın diğer eşyaları gibi taşınabilir olacaktı. Sunak, en kutsal yeri Buluşma Çadırı’nın geri kalanından ayıran perdenin önünde duracaktı.
Bu sunak, adından da anlaşılacağı gibi, hayvan ya da tahıl sunusu gibi başka herhangi bir kurban türü için değil, buhur yakmak için kullanılacaktı: “Sunağın üzerinde başka buhur, yakmalık sunu ya da tahıl sunusu sunmayacaksınız; üzerine dökmelik sunu dökmeyeceksiniz” (Mısır’dan Çıkış 30:9). Dahası, 7. ayet bize bunun ‘güzel kokulu’ buhur olması gerektiğini söyler. Uzmanlar güzel kokulu buhurun bir diğer amacının da kurban edilen hayvanlardan yayılan kokular gibi havada bulunan diğer kötü kokuları bastırmak olduğunu düşünmektedirler. Yemek pişirmenin hoş bir kokusu olabilir, ancak bir hayvanın bağırsakları çıkarıldığında, özellikle de bir hayvanın karnı deşildiğinde, daha az hoş başka kokular da ortaya çıkar.
Harun’un hem sabahları hem de akşamları kandilleri hazırlarken sunakta buhur yakması gerekiyordu. Yılda bir kez kurbanlık bir hayvanın kanını alıp sunağı törensel olarak temizleyecekti. Burada da günahkâr insanlar Buluşma Çadırı’nın eşyalarıyla sürekli temas halinde oldukları için, Buluşma Çadırı’ndaki her şeyin günahın kirinden törensel olarak arındırılması gerektiği fikri ortaya çıkmaktadır.
Buradaki yakın bağlamda, açıkça buhurun Buluşma Çadırı’nın her tarafına hoş kokulu bir koku yayması gerektiği şeklindeki üstü kapalı bilgi dışında, buhur sunağının amacı hakkında daha fazla bilgi edinemiyoruz. Ancak Levililer’de sunağın amacına ilişkin daha fazla bilgiye rastlıyoruz: “RAB’bin huzurunda bulunan sunağın üzerindeki korları buhurdana koyup iki avuç dolusu ince öğütülmüş güzel kokulu buhurla perdenin arkasına geçecek. Orada, RAB’bin huzurunda buhuru korların üzerine koyacak; buhurun dumanı Levha Sandığı’nın üzerindeki Bağışlanma Kapağı’nı kaplayacak. Öyle ki, Harun ölmesin” (Levililer 16:12–13). Kefaret Günü’nde başkâhin sunakta buhur yakacak ve buhurdanlıktaki buhurun bir kısmını en kutsal yere getirecekti; buhurdanlıktan yükselmesi beklenen duman bulutu Antlaşma Sandığı’nın üzerini örtecekti. Bulut, Sandığı kaplayacak ve başkâhinle Rabbin varlığı arasına bir engel koyacak, böylece başkâhinin vurularak ölmesi engellenecekti.
Yani buhur sunağından çıkan duman, başkâhin için bir koruma katmanıydı. Artık Eski Antlaşma’dan buhur sunağıyla ilgili daha fazla bilgi alamıyoruz. Ancak Yeni Antlaşma buhur sunağının işlevine ve amacına daha fazla ışık tutuyor.